• Anasayfa
  • Forum
  • Yeni Konular
  • Üye Listesi
  • Kimler Online?
  • Arama Yap
Tarih: 27-02-2021, Saat: 00:32 Hoşgeldin, Ziyaretçi: (Giriş Yap — Üye Ol)

[-]
DUYURULAR
Dikkat
ŞİFACILIK KURSU

Ruhsal Enerji » Parapsikoloji & Metafizik & Okültizm & Evrensel Enerjiler » Metafizik & Okültizm & Evrensel Enerjiler » Evrensel Enerjiler & Meditasyon, Yoga ve Tai Chi v
1 2 3 4 5 ... 26 Sonraki »
» Serpil Ciritci Videolarından Özetler


  Konuyu Oyla:
  • Toplam: 2 Oy - Ortalama: 2
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
 
Cevapla 

Serpil Ciritci Videolarından Özetler

16-10-2019, 08:59
Yorum: #1
Çevrimdışı
miracle
  • Yorum Sayısı: 2,419
    Üyelik Tarihi: 03-07-2008
  • PM miracle


Üye Bilgileri Cinsiyet: Belirtilmedi
Burç: Belirtilmedi
Kan Grubu:
Mesaj Sayısı : 2,419
Üye No: 75
Durum: Çevrimdışı

Süper Moderatör Süper Moderatör

*****
Serpil Ciritci Videolarından Özetler
Düşünce Gücüyle İsteklerimizi Hayatımıza Nasıl Çekeriz? (22.11.2017)

İki proton çok yüksek hızla çarpıştığında en küçük parça yani kaurk (parçacık) ortaya çıkar. Bunu inceleyen bilim, kuantum fiziğidir. Atom altı düzeyde zihnimizden geçenlerle canlı cansız her şeyi değiştiriyoruz. 2012 Aralık’ta enerji rezonanslarında yükselme oldu. Boşluğun rezonansı (Schumacher rezonansı) arttığından, bizler boşlukta hem alıcı hem verici olarak yürüyoruz. Bizim dalgalarımız ile boşluğun dalgaları çarpışma noktalarında şekillenir. Bu da çekim yasasıdır. Benzer enerji benzerini çeker. Sabah mutlu şekilde kalkan insanın dünyanın kalp artışı denilen yüksek rezonansı ile uyumlu olduğu için hep iyi enerjileri çekecektir. Kolektif bilinç (evrensel bilinçaltı) da boşluğun içindedir. Düşüncelerimizi de oraya atarız, oradan enerji de çekeriz. Zihnimiz her an bombardıman altındadır, Bu düşünceler bize o boşluktan gelir. Örneğin eşiyle tartışan Ayşe “ Bu adam böyle devam ederse ne olacak bilmiyorum.” şeklinde düşündü. Onun gibi birçok insan da aynı tip düşünceleri o boşluğa atıp şişirdi. Bizler o boşluğun içinden geçiyoruz. İçimizin sıkılma nedeni özellikle metropollerde bu enerjilerin içinden geçmemizdir. Ağaçlık, denizli, huzurlu yerlerde bu kötü enerjiler daha azdır ve kendimizi iyi hissederiz. Ayşe iki frekansın kötü bir düşünceyi boşluğa attığı için boşluk ona “O zaman bitecek. Hasta olacaksın.” gibi cevaplarla döner. Çünkü iki frekansına yakın cevaplar gelmek zorundadır.
Tabi boşluğun yukarısında yüzde beş kadar alanda sevgi, neşe, uyum, barış gibi yüksek frekanslı düşünceler de var. Bu düşünceleri yakalayabilmek için farkındalık gerekir. Zihinde elek gibi bir mekanizma olmalı ki, düşünce daha gelirken kötüleri iptal etme şansı doğmalı. Düşünce gelir geçer; ama duygu kalır. Sabah keyifsiz bir olay yaşanır biter; ama günün sonunda bile moral bozukluğu duygusu kalır. Eğer düşüncenin bana ne yapacağını bilirsem, geldiği anda negatif olanları iptal ederim. Düşünceler bizim hazinemiz. Dünyadaki görevimiz düşüncelerimizin kalitesini yükseltmektir. Yüksek seviyede ilham ve buluşlar vardır. Bu yüzden benzer şiirler aslında ilhamın beslendiği alanın aynı olmasından kaynaklanır. Bu alan telapatiyi de açıklamaktadır. Ana makinaya birçok insan bağlıdır. Bir arkadaşınızı düşündüğünüzde sizden önce ana makinadan arkadaşınıza bağlanıp onu dürter. Aklınızdan geçen kişinin sizi araması bu yüzdendir.
Çok profesyoneller başkasının bilinçaltına girebilir. Bazı düşünceler bize yollanmıştır. Felsefedeki kolektif bilinç, kutsal kitaplardaki evrensel bilinçaltı ana makinadır. Hepimizin bağlı olduğu bu bilinç alanından düşüncelerimiz gelir. Bunu bilirsek düşüncelere yön de verebiliriz. Koku gibi düşünce de görülemez; ama algılanabilir. Biz maddenin frekansının en düşürülmüş hali olan katı haldeyiz. O yüzden duvardan geçemeyiz, görülebiliriz. Düşünce ise böyle değildir. Kafamızdan geçebilir ve iki nöronu birbirine bağlar. İki düşünce birbirine bağlandığında bu bağlantıya sinaps denir. Bu aynı düşünceleri tekrar tekrar düşünürsek bu bağ kemikleşir ve inanç olur. Var olan inançların yanına bu da eklenir. “İnsanlara güven olmaz, hayat zor, para zor kazanılır, çok para iyi yollardan kazanılmaz.” diye çok fazla düşünüldüğünde insanın inancı haline gelir. Bu inanç oluştuktan sonra o nöronlar ateşleme yapar. Para denilince hemen zor kazanıldığı inancı devreye girer. O kötü inanç bağlarını temizlemeliyiz. “Para hayırlara vesile olur, onu seviyorum.” inancı kurmalıyız. En az 21 gün-1 ay içinde yeni inancı oluşturacak nöronlar bağlanır.
Gözünü kapat ve eski kötü inancı makasla kes. Bazen olumlu düşünüyoruz. Bazen isteklerimiz olmuyor ya da çok uzun zaman sonra oluyor. Neden? Atılan her düşünce bir toptur. İyi düşünceler beyaz, kötüler siyah top olsun. Ayşe’nin Ahmet diye bir arkadaşı var. Ayşe onunla evlenmek istiyor, bu beyaz balondur. “Ya Ahmet beni sevmezse, ya evlenmek istemezse” düşüncesi ise siyah toptur. Ahmet “Üniversiteyi ya kazanamazsam” diye düşünüyor, bu da siyah toptur. Fatma “Ben sağlıklı olmak istiyorum, beslenmeme dikkat ediyorum” diyor. Bu düşünce güzel; ama sonra ailemde çok şeker hastası var, ben bu hastalığa yakalanırım diyor. Şeker hastası olmaktan korkması siyah toptur. Yani 90000 düşüncemiz varsa bunun bir kısmı siyah bir kısmı beyaz top olarak boşluğa yayılır. Örneğin 50000 düşünceyi boşluğa gelecekle ilgili atarız. Halbuki en kuvvetli enerji şimdinin enerjisidir. Zaten şimdi dışında bir ana beyin de inanmaz. Bu siyah ve beyaz topların hepsi olduğu gibi bilinçaltına iner. En çok istediğimiz şeyler, aslında en çok korktuklarımızdır; çünkü “ya olmazsa” endişesi taşırız. Bu yüzden çok istenen şey olmaz. Kaybetme ve kaçırma korkusu engel çıkartır ve hayatta bizi zorlar. Beyazın yanında siyah toplar da olduğundan bilinçaltı hepsini aşağıya indirip bakkal hesabı yapar. 3000 beyaz top, 7000 siyah top diye düz sayım yapar. Bakar ki eksiye düşmüşüz. Bilinçaltının kendi dili ve hesabı vardır. Alladdin’in lambası gibi hemen karşımıza getirir, görsellerle çalışır. Düşüncenin ahlaksız ya da yanlışlığına değil, topların sayısına bakar. Siyahlar çoksa önümüze yine siyah top getirir. Bir şeyle karşılaşırsanız, bunu düşünmüşsünüzdür. Tesadüf olamaz. Hayatımızdaki aynı döngüler tekrar ediyorsa, bu bir işarettir. 0-7 yaş arası tüm kodlarımız bilinçaltında tamamlanmıştır. Kodlamalar yanlışsa dekor ve insanlar değişir; ama yaşananlar tekrar eder. Hayatımızda yeni şeyler istiyorsak eski defterleri açıp o kodları çıkartmamız gerekir. Rezonans son yıllarda çok hızlandı, artık 10 yılda alınan yol 1 yılda da alınabilir.
Doğduğunuz yer, kaç kardeşinizin olduğu külli irade ile bellidir ve değişmez. Üç ilden iş teklifi aldım, burada cüzzi irade yani özgür irade devreye girer. Kuantum bu seçenekleri değerlendirirken devreye girer. Seçim yaptıktan sonra yine çeşitli fırsatlar ve versiyonlar ortaya çıkar. Karşımıza farklı tercihlerimize göre farklı insanlar çıksa da bu kararı biz vermiş oluruz.
İnsanlar karşı karşıya geldiğinde çatışmalar ego tarafından yönetilen küçük benliklerin çatışmasından meydana gelir. Egolarla karşılıklı iletişimde bulunuruz. Öz ise tanrı parçasıdır, yani bizleriz. Nefsi emmare (emreden benlik) nin sesi sert çıkar: en marka saati tak, en marka çantayı al. En güzel arabayı satabilmelerinin nedeni duyguyu satmaktır. “Bununla tartıştın, onu affetme. Bunu hak etti.” diyen emreden benliktir. Nefsi levvameye ise daha çok cenaze, hastane tarzı yerlerde ulaşırız. “Bu kadar kavga neden” diye sorgularız. Ama bizi yöneten egodur. Negatif düşünceler bizi aşağıda tutar ve yaşam kalitesini azaltır. Hastalıkların nedeni bile negatif duygulardır ve yerleşen çakraya göre hastalık ortaya çıkar. Sırtta sorun varsa gereğinden fazla yük almışsındır. Midede problem varsa bir şeyler sindirilmemiştir. Boğazda sorun varsa bir şeyler ifade edilememiş ve içe atılmıştır. Korku evrendeki en yüksek enerjilerdendir; ama daha yüksek olan bir enerji var: sevgi. Korku sevgiye dönüştürülüp enerji frekansı yükseltilebilir.
Yarattığımız şeyi yok edemeyiz, fizik yasaları buna müsaade etmez. Yarattıktan sonra dönüştürebiliriz. Örneğin sevgiye dönüştürebiliriz. Sabah kalkar kalkmaz zihinsel bir çember yaratmalı ve bu ışığın içinde kendimizi, ailemizi korumaya almalıyız. Bulut, duman ışık şeklinde kendimizi korumaya alıp güvenli alan yaratabiliriz, hatta gerekirse cam veya fermuarla kapatabiliriz. Negatif enerji gelse bile bu cama çarparak geri döner. Sürekli şikayet halindeki insanlarla görüşmemeliyiz. Enerji bulaşıcıdır, çok hızlı bir şekilde enerjimizi karşı tarafa kaptırabiliriz.

---------------------------------------------------------------------------
Videoyu dinleyip önemli yerleri not almıştım. Bu da ilk video notunun özeti. Bu kişiye ait enerji konularında daha birçok video var. Dediğim gibi uzun haline zaten internetten ulaşabilirsiniz. Ben sadece fikir olsun diye bu videonun özetini bu şekilde yazdım.

Kývýracaksan da o göbeðin hakkýný vereceksin.

Ara
Alıntı Yap
20-10-2019, 13:46
Yorum: #2
Çevrimdışı
miracle
  • Yorum Sayısı: 2,419
    Üyelik Tarihi: 03-07-2008
  • PM miracle


Üye Bilgileri Cinsiyet: Belirtilmedi
Burç: Belirtilmedi
Kan Grubu:
Mesaj Sayısı : 2,419
Üye No: 75
Durum: Çevrimdışı

Süper Moderatör Süper Moderatör

*****
RE: Serpil Ciritci Videolarından Özetler
Bilinçaltını Pozitif Kodlama (22.11.2017)

Şu an bizler şimdi noktasındayız ve günde 60 ile 90 bin tane düşünceyi aklımızdan geçiririz. Düşüncelerimizin her biri boşluğa dalgalar halinde yayılır. Bunların pozitif olanına beyaz, negatif olanına siyah baloncuk deriz. Bunlar boşluktan bilinçaltımıza iner. Bu 90 bin düşüncenin 50 bin civarı gelecek, 20 bin civarı geçmişle ilgilidir. Bunlar olduğu gibi bilinçaltına aktarılır ve bilinçaltının iyi-kötü, ahlaklı, doğru kavramı yoktur. Gelen düşünceleri ayırt etmeden bakkal hesabı yaparak toplar. Der ki: “Beyaz baloncuklar 30 bin, siyahlar 60 bin tanedir.” Negatifler çoksa önümüze onları getirmeye devam eder. Bu bilinçaltındaki toplar bize geçmişte yaşadıklarımızdan gelmektedir. Örneğin babamız geçmişte bir iş yeri açıp sıkıntı yaşadıysa, aynı negatif görüntü ile biz de karşılaşırız.



Burayı bir patates tarlası gibi düşünürsek, iyi patates almak için tarlanın altındaki tüm zararlı ot ve köklerin temizlenmesi gerekir. Çünkü bilince gelenler, bilinçaltından yükselenlerdir. Günlük hayatımızı idame ettirecek birçok şeyde bilincimiz bize zaten yardımcı olur; uyumak, giyinmek vs… Bilinçaltı da bazı şeylere yardımcı olur. Mutlu-sağlıklı-zengin-huzurlu olmak gibi temel hedeflere bilinçaltı karar verir. Geminin asıl kaptanı odur, onunla aynı dili konuşmalıyız. Başarılı olmak istediğimizi onun dilinde söylemezsek anlamaz. Eğer beynimize hipnozla girilebilseydi, 5 yaşında girdiğimiz bir sokaktaki lamba bile fark edilebilirdi. Bilinçaltı anne karnında uçağın kara kutusu gibi kayda başlar ve her şeyi biz unutsak bile kayda alır. Sonra da önümüze getirir. Evrendeki hiçbir düşünce veya duygu kaybolmaz. Levhi mahfuz - akaşik kayıtlarında saklanır.
Bilinçaltı inançları iyi-kötü, ahlaklı-ahlaksız olarak algılamaz. Ne verirsek bir bilgisayar programı gibi eldeki verilere bakarak onu algılar. Gerçeğe dönüştürmek üzere harekete geçer. Ayrıca bilinçaltı genellemeler yapar. Ali ile kavga ettiğinde, bütün Aliler’e aynı gözle bakabilir. “Gelecekte zengin olmak istiyorum.” cümlesi onun için anlamsızdır. “ Geçmişte bana bu yapılmıştı, şimdi yine yapılmasın.” cümlesini de anlamaz. Bu yüzden olumlama cümlelerini şimdiki zamana yönelik kurmalıyız. “Şimdi sağlıklıyım, huzurluyum ve mutluyum.” demeliyiz. Ayrıca “-me,-ma” eklerini ayırt edemez, çünkü görüntülerle düşünür. “Pembe bir fil düşünmemeliyim. ” dersen düşünürsün. Saçları kötü birini görünce “Ben böyle olmak istemem.” dediğiniz an komut verilmiş ve görüntü inmiş olur. “Kazasız belasız git.” yerine “Sağlıcakla git.” denilmelidir. E”Başarısız olmak istemiyorum” değil, “başarılıyım” ya da “başarılı olmaya niyet ediyorum” demeliyiz. Hem kendi konuştuklarımıza hem de karşının konuştuklarına dikkat etmeliyiz.

Bilinçaltı değişimden de nefret etmektedir. Negatif inancımızı bulunca defalarca, bir çocuğa söyler gibi tekrar etmeliyiz. İki nöron birbirine 21 günde bağlanır. Bilinçaltı kelimelerden çok sembol ve resimlere tepki verir.
Evini satmak isteyen birisi bir yıldır uğraşıyordu. Ev hala satılmamıştı. Bu evi neden satmak istemiyor? Asıl soru budur. Çünkü satılırsa o kişinin korkuları ortaya çıkacaktır. Burada anılarım var, bu ev satılırsa hayatım dağılır, kalan para ile yeni ev alamam…vs. Bu evin satılması aslında o kişinin hayatının bitmesidir. “Bu ev satılacak ve çok daha güzel bir ev olacak.” düşüncesi ile evi satılığa çıkartmalıdır. Hiçbir şeyden korkmayan insanın gelecek korkusu vardır. Kendisini çok seven insanın değersizlik korkusu ortaya çıkıyor. Bu yüzden kendimize doğru sorular sormayı bilelim.
Bilinçaltı çağrışımları alım yani sürekli dosya üzerine dosya açar. Bir yerden bir koku alırsınız ve o koku ile ilgili negatif bir anıyı bilinçaltı dosyayı açıp önünüze getirir. Koku ve şarkı gibi şeyler çağrışım yapar. Bilinçaltı çalışılırken, negatif kayıtlar çapa atma yöntemi ile temizlenmeye çalışılır. Negatif çapa yerine pozitif bir çapa atılır.
Birisi çok odaklanırsa bilinçaltımıza girebilir. Zaten böyle bir bombardıman mevcut. Biz farkında değiliz. Hepimiz kolektif bilinç, düşünce ırmağı, kuantum birleşik alanı ya da evrensel bilinçaltı ile sürekli bağlantıdayız. Herkes buna bağlı olduğu için sezgiler de kuvvetlenebilir. Bir şey yapacaksınızdır, içinizden bir ses yani bilinçaltı sizi durdurur. Sabah 6da kalmanız lazımsa, o saatte kalkarız, çünkü bilinç uyuyarak kesintiye uğrasa da bilinçte kesinti olmaz. Sürekli kayıt yapar. Bilinçaltının kayıtları bu nedenle her ses ve görüntü ile tıka basa lefhi mahfuzda kayıtlanır. Eğer bilinçaltınıza bunu atan ilk kök duyguyu bulursanız çok şanslısınız. Hemen temizleyebilirsiniz.
Bilinçaltı şakadan anlamaz. “Ben bu gidişle çok yaşamam.” Bu bilinçaltına komut olarak gider. Ayrıca bilinçaltı çocuk gibi saftır, şüphe nedir bilmez. Olduğu gibi verilere bakar. Deyimleri, atasözleri bile olduğu gibi algılar. Açık ve net ifadeler ister. “Ben zenginim.” demeyi anlar, çünkü nettir. Karışık değildir. Ama “Zeytin tarlalarımı iyi bir fiyata satarsam, emekli de olursam zengin olurum.” derseniz çok karışık gelir ve anlamaz.

Bilinçaltına yeni ve olumlu bir kayıt vermek isterseniz, kaydetmesi için tekrar-tekrar-tekrar kayıt vermek gerekir. Çünkü geçmişte biz bilmeden de olsa o kadar çok aksi yönde kayıt atmıştır ki; yenisini kaydetmek için iki nöron birbirine sıkı şekilde bağlanana kadar tekrar etmek gerekir. Yukarıda siz istediğiniz kadar söyleyin ya da inanın. Aşağıda böyle bir şey yoksa gerçeğe dönüşmez. Bilinçaltı inanılanı gerçeğe götüren lokomotiftir. Hep aynı yerde tökezleyip sıkıntı yaşıyorsam, başarısızlık yaşıyorsam ve üzülüyorsam, bunun nedeni benim bu konudaki bilinçaltımdaki korku ve yanlış inancımdır.
Bilinçaltın bazen sıkıştırılmış enerjileri boşaltmak için rüyalarda ortaya çıkartır. Ya da psişik yetenekleri sayesinde size haberci rüyalar (gelecek vizyonu) gösterir. Çünkü bilinçaltında gelecek ve geçmiş yok, şimdi vardır. Gelecekteki görüntüyü vizyon olarak önünüze getirir, aynı anda her yerdedir ve kolektif bilince bağlıdır. Bu alandan size bilgi akışı olabilir.
Bilinçaltında en önemli şey inançlardır. Neye inandığınız çok önemli. Eğer bilinçaltı “Para zor kazanılır.” İnancı varsa, para zaten zor kazanılır. Kilolu bir bayan sosyal hayata girmek ve evlenmek istediğini söylüyor. Ama o kişi ile çalışınca ortaya çıktı ki kadın “Bu kiloyu vermezsem asla evlenemem.” düşüncesinde. İşsiz birisi “Şu an çalışmıyorum, 1000TL bile verseler o işe girerim.” diyor. Zaten nereye giderse gitsin 1000TL‘nin üzerinde para vermeyecekler. Çünkü buna inanmış. İstanbul’da ev almak isteyen birisi istemekle yalı sahibi olabilir mi? Bunu hiçbir danışman sana inandıramaz, bu yüzden de alacağına zaten inanamayacağın için alamazsın.
Rahatça inandığınız şey olur, çünkü pozitif enerji ile beslersiniz. Bu zaten sizin attığınız bir toptur. Kafaya da takmazsınız, zaten sizin için “olursa olsun”dur. Mesela balık yemek istediniz. Ama büyük ve zor görülen şeylere bu kadar kolay inanamazsınız ve engel koyarsınız. Bilinçaltı gerçek olanla olmayanı ayırt edemez. Bilim adamları deney yapmış. Örneğin birine bakarken beyninde bazı nöronlar hareket ediyor. Sonra baktığınız kişi gidiyor ve yerine fotoğrafı geliyor. Yine aynı nöronlar harekete geçer. Hatta fotoğrafı da kaldırırlar ve sadece o kişiyi düşün derler. Yine aynı nöronlar harekete geçer. Bilinçaltı hepsini gerçek sandı. Demek ki her şeyi gerçek sanıyorsa ve yine de yaratıyorsa, ben bilinçaltıma gerçek olmayan şeyleri de yükleyebilirim. En güzel ve profesyonel imgeleyen, gerçekten katılımcı olarak içine giren, en hızlı çağırandır. Katılımcı ve izleyici başkadır. Kendinizi ormanında yürürken gerçekten o bedenin içinde görüyorsanız katılımcı, kendinizi tepeden görüyorsanız izleyicisinizdir. Hayalin içinde olmanız lazım. Bir ev istiyorsunuz. Pişen yemeğin kokusu, kanepede oturmanın dokunma hissi, pencereden rüzgarın çarpışının hissi gibi 5 duyu organı ile imgelemeleri başarırsanız daha çabuk çağırırsanız. Zaten bu imgelemeleri kuvvetlendirebilmek için yaratıcı imgeleme kitapları mevcuttur. Bir şeyi zaten düşünme ve imgeleme ile yaratıyoruz. Kuantum ya da nlp de diyor ki madem öyle, sen önce onu imgele; sonra enerji gönder. Duvarlarını kalınlaştırıp madde dünyasına getir. Bunu nasıl yapacaksın? Zaten olmuş gibi sürekli aynı şeyi imgeleyerek. Sporculara NLP eğitimi verirken, sahaya çıkmadan sahaya çıktığını imgeletirler. Sahaya çıktığını gözün kapalı şekilde kupayı kaldırdığını, kazandığını ve alkışlar geldiğini hayal etmesini söylerler. Kazandığını zaten çok önceden yaşatıp işi bitiriyorlar. Satış tekniklerini de böyle öğretirler. Gitmeden o işi hallettirirler, zaten ne istiyorsan öyle olmuş gibi duyguyu çağırmak gerekir. Düşünce değil, duygu istekleri hayata sokar. Korku büyük bir enerjidir; ama sevgi daha da büyüktür. Negatif ne varsa tek tek çıkarıp yerine pozitif koymak gerekir. Tüm inançlar pozitife dönünce de hayatımda olmasını istediğim şeyleri imgeleyip çağırmaya çalışırım. Bu temizlik en fazla birkaç ay alır. Son yıllardaki yukarıdaki boşluğun hızı çok arttı.

Schumacher rezonansı yani bizim titreşimimizle boşluğun titreşimi sürekli çarpışıyor. Eğer enerjimizi o boşlukta daha yukarı atabilirsek biz de enerji olduğumuzdan daha iyi enerjilerle eşleşiriz. Örneğin evlenmek istediğinizde 3 frekansında mavi duman yaydınız. Eğer başka biri de 3 frekansında mavi duman yayıyorsa karşılaşır ve evlenirsiniz. Zaten benzer frekansta olduğunuz için karşılaşırsınız. Ya da mesela 2 frekansında titreşim yayarak hastalıktan korkuyorsunuz, o zaman 2 frekansında başka bir enerji ile çarpışır ve buluşur. O yüzden tek tek negatif inanç kalıpları bulunmalıdır. Mesela 2 den 5e frekansınızı çıkarırsanız mucizeler de gerçekleşir. Aslında orada mucize olmadı, sadece frekansı yakaladınız. Bu şu anlama da gelmez. Mesela temizlik üstünkörü olmaz. Ben hayatımdaki herkesi affettim demekle olmaz. Bilinçaltına elinizle fenerle girip tek tek en küçük noktayı bile aydınlatarak temizlemek gerekir. Halının üstünü süpürüp altını süpürmeden olmaz. NLP ile daha saf ve berrak düşünürsek zaten enerjimiz, frekansımız kendiliğinden yükselir, başınız bile ağrımaz. Birisini kendiniz için affedin, onun için değil. Affedemediğin her insan sırtında taşıdığın patates çuvalıdır. Affettiğin insana iyilik yapmış olmazsın. O seni düşünmüyor bile; belki de oturmuş rahatça tv izliyor. Her affettiğimiz olay veya kişi, sizin daha sağlıklı olmanızı sağlar. Zihindeki her kötü düşünce çatlaktan sızıntı yapar. Aklın çok temizken bir çağrışım olur, affetmediğin insan aklına gelir ve birden moralin bozulur.

Kývýracaksan da o göbeðin hakkýný vereceksin.

Ara
Alıntı Yap

Cevapla 


Konu Seçenekleri
  • Konuyu Yazdır
  • Konuyu Arkadaşına Gönder
  • Konuya Abone Ol
Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

  • İletişim
  • Ruhsal Enerji
  • Yukarı Git
  • Arşiv
  • RSS Beslemesi

Türkçe Çeviri: MyBBGrup
Forum Yazılımı: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group
Designed by Dâ'vud & Star67 & Aytalen

İstek, Öneri ve Sorunlarınız İçin star67ruhsalenerji@hotmail.com adresimi ekleyiniz!